Son yıllarda, İran’ın askeri stratejileri ve bu stratejilerin uygulama şekilleri dünya genelinde dikkat çekici bir şekilde değişim göstermiştir. Özellikle, İran’ın gerçekleştirdiği füzeli saldırıların çoğunun gece saatlerinde yapılması, uzmanlar ve güvenlik analistleri arasında büyük merak uyandırmaktadır. Peki, bu saldırıların gece yapılmasının ardında yatan sebepler neler? Mobilite mi, gizlilik mi yoksa başka stratejik nedenler mi?
Askeri tarih boyunca gece saldırıları, pek çok ülke tarafından etkili bir savaş taktiği olarak kullanılmıştır. Ordular, düşmanlarının savunmalarını zayıflatmak veya beklenmeyen anda saldırmak için genellikle geceyi tercih etmiştir. İran, tarihsel olarak bu stratejiyi benimsemiş olan ülkelerden biridir. Özellikle 1980-1988 yılları arasında gerçekleşen İran-Irak Savaşı döneminde, gece saldırılarının etkinliği üzerine birçok deneyim kazanılmıştır.
Gece saldırılarının avantajları arasında; düşmanın gözlemlerini zorlaştırmak, radar sistemlerini aşmak ve açığa çıkma riskini azaltmak bulunmaktadır. Bu faktörler, İran’ın gece saatlerinde gerçekleştirdiği saldırılarda etkin bir şekilde yararlandığı noktalar arasında yer almaktadır. Aynı zamanda, bu tarz stratejilerin sürdürülmesi, uluslararası sahnede kendine bir yer edinme çabasını da göstermektedir.
Gece saatlerinde gerçekleştirilen füzeli saldırılar, sadece durumsal bir tercih değil; aynı zamanda dikkatlice planlanmış bir taktik olarak değerlendirilmektedir. İran, füzelerini genellikle saat 22:00 ile 04:00 arasında ateşlemeyi tercih ediyor. Bu dönemde, düşman radarları ve hava savunma sistemleri genellikle aktif olmadığı için, İran’ın füze sistemleri, daha etkili bir şekilde hedefe ulaşabiliyor.
Uzmanlar, bu saat diliminin seçilmesinin ardında yatan bir diğer önemli sebebin de düşmanın psikolojisi olduğunu belirtmektedir. Gece saldırıları, düşman üzerinde oluşturduğu belirsizlik ve korku ile psikolojik bir üstünlük sağlamaktadır. Böyle bir durum, düşman kuvvetlerinin baş edebilme yeteneklerini olumsuz etkileyerek, savaş alanında avantaj sağlamakta önemli bir rol oynamaktadır.
Üstelik, gece yapılan bu saldırıların başarılı olması, İran'ın askeri alanda dikkat çeken gelişimlerini de gözler önüne sermektedir. İran, balistik füzelerin menzil ve hassasiyeti konusunda ciddi yatırımlar yaparak, hem kendi savunma kabiliyetlerini artırmış, hem de aynı zamanda düşmanlarını korkutma stratejisi geliştirerek, jeopolitik alanda kendine avantaj sağlamıştır.
Sonuç olarak, İran’ın gece gerçekleştirilen füzeli saldırıları, tarihi bir geçmişe dayanan bilinçli bir stratejinin ürünüdür. Gece saldırılarının artış gösterdiği bu dönemde, uluslararası ilişkilerde yaşanan gerginlikler daha da tırmanmakta; dünya ülkeleri, bu yeni durumu değerlendirerek emniyetlerini artırma yoluna gitmektedirler. İran’ın askeri taktikleri, sadece sahada değil, aynı zamanda diplomatik planda da önemli etkilere yol açması beklenmektedir.