Haiti, son yıllarda artan suç oranları ve çetelerin kontrolündeki genişlemeyle uluslararası basının gündeminden düşmüyor. Ülke genelinde süregelen çatışmalar ve suç örgütlerinin etkinliği, hükümeti harekete geçmeye zorladı. 2023 yılının Ekim ayında gerçekleştirilen büyük ölçekli bir operasyon ise tüm gözlerin Haiti'ye çevrilmesine neden oldu. Bu operasyonda, insansız hava araçları (İHA) kullanılarak çetelere yönelik düzenlenen saldırılarda en az 100 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi.
Haiti, Karayipler'de yer alan bir ada ülkesi olarak uzun yıllardır siyasi istikrarsızlık ve ekonomik zorluklarla baş etmeye çalışıyor. Ülkenin sosyal yapısındaki bozulmalar, çetelerin güçlenmesine zemin hazırladı. Özellikle 2021 yılında Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moïse'nin suikasta uğraması, ülkede karışıklıkları daha da derinleştirdi. Bu süreçte oluşan güç boşluğundan yararlanan suç çeteleri, sokakları kontrol etmeye başladı. Gelişmeler, her geçen gün daha fazla insanın hayatını tehlikeye atmakta ve ülkenin güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.
Birçok Haitili, bu çetelerin tehdidi altında yaşamaktan endişe ederken, hükümetin etkili önlemler almadığına yönelik eleştiriler arttı. Sokaklarda dolanan çeteler, hırsızlık, adam kaçırma ve şiddet eylemleri ile toplum üzerinde korku salmaya devam ediyor. Bu durum, güvenlik güçlerinin harekete geçmesini zorunlu kıldı ve İHA destekli operasyon fikri doğdu.
Olağanüstü güvenlik şartlarının göz önünde bulundurulduğu bu operasyonda, Haiti hükümeti sahibi olduğu insansız hava araçlarını kullanarak çetelerin mevcudiyetinin tespit edilmesi ve etkisiz hale getirilmesi amacıyla büyük bir harekât gerçekleştirdi. Operasyonun detaylarıyla ilgili açıklama yapan güvenlik yetkilileri, hedeflenen bölgelerin çetelerin kontrolünde olduğunu ve bu noktaların uzun süredir güvenlik tehditleri oluşturduğunu dile getirdiler.
Operasyon sırasında yaşanan çatışmalar sonucunda en az 100 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Bunların çoğu doğrudan çatışmalar sırasında öldü, ancak sivil kayıpların da yaşandığı ifade ediliyor. Yerel halk, operasyon sırasında hava saldırılarının yoğunluğu ve çetelerin direnişi nedeniyle oldukça gergin bir ortamda bulunduklarını aktardı. Ayrıca, operasyon bölgesinde yaşayan bazı aileler, evlerini terk etmek zorunda kaldı ve bu durum, insani krize dönüşme riski taşıdı.
Haiti'nin bu tür operasyonlarla gerçekten güvenli bir duruma ulaşması mümkün olup olmadığı ise henüz belirsizliğini koruyor. Uzmanlar, askeri müdahalelerin sorunun köklü bir çözümü olmadığını ifade ediyor. Çetelerin yerine alacak olan yeni liderlerin, mevcut sosyal ve ekonomik adaletsizliklerle yüzleşmeden bu tür sorunların hafifletilemeyeceğini savunuyor. Dolayısıyla, sadece askeri müdahale değil, aynı zamanda toplumsal reformların da gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Haiti'de güvenlik durumu, ülkenin uluslararası ilişkilerini de etkiliyor. Birçok ülke, Haiti'deki istikrarsızlık nedeniyle kalkınma yardımını ya azaltmış ya da şartlarını sıkılaştırmıştır. Söz konusu operasyon, uluslararası toplumun çözüme katkıda bulunması gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi. Özellikle Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri’nin, Haiti’ye yönelik dikkatlice düşünülmüş stratejilerle geri dönmesi bekleniyor.
Sonuç olarak, Haiti'deki bu İHA destekli operasyon, savunmasız halk için ağır bedeller getiren bir sürecin parçası olarak hafızalarda yer edecek. Geleceğe dönük olarak, Haiti’nin yalnızca güvenlik sorunlarını değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizlikleri ve ekonomik dengesizlikleri de ele alması gerektiği açıktır. Bu karmaşık durumu çözmenin yolunun, yalnızca operasyonlar değil, aynı zamanda yerel halkın ihtiyaçlarına yanıt veren kalıcı çözümler geliştirmekten geçtiği unutulmamalıdır. Haiti’nin daha güvenli ve istikrarlı bir geleceğe sahip olması için, kolektif bir çaba gerekmektedir.