21 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye'nin kalbinde yer alan bir otel, FETÖ'cü suikast timinin hedefi haline geldi. O gece yaşananlar, yalnızca otelde kalan misafirlerin hayatında değil, aynı zamanda birçok insanın zihninde silinmeyecek izler bıraktı. Olayın üzerinden geçen yıllara rağmen, otelin kendisi ve çevresindeki topluluk, bu korkutucu anılarla yaşamaya devam ediyor. Bu haber, o gece yaşananların detaylarına ve sonrası için değiştirdiği yaşamların hikayesine ışık tutuyor.
21 Temmuz 2016'da, otele gelen FETÖ’cü suikast timi, çok sayıda güvenlik önleminin alındığı bir atmosferde, kendi planlarını devreye sokmak için harekete geçti. Gece yarısı, karanlığın içinde gizlenen bu tim, hedeflerine odaklanmıştı. Otelin koridorları, patlak veren silah sesleriyle yankılanıyor, geceyi huzur içinde geçiren misafirler bir anda terörize olmuşlardı. Birçok misafir, odalarının güvenliğinde kalmaya çalışırken, kimisi ise kaçış yollarını aramaya başladı. O an, çoğu kişi için bir kabus gibiydi. Tıpkı bir sinema sahnesini andıran o korkunç gecede her şey aniden değişti.
Böylesine korkunç bir olayın ardından, otel yönetimi ve çalışanları için sadece maddi kayıplar değil, aynı zamanda psikolojik yaralar da oluştu. O geceyi atlatan misafirler, tekrar o otele dönmeyi düşünürken bir an bile o korkunç anın hayaletinden kurtulamıyorlardı. Otelin kapıları yeniden açılmasına rağmen, ne yazık ki, o gecenin sosyolojik etkisi devam etti. Otel, bir zamanlar dolup taşan bir destinasyon olmasının yanından, şimdi yalnızlık ve tedirginlikle anılan bir mekana dönüştü. Yıldan yıla azalan ziyaretçi sayısı, bu mekanın ne şekilde travmalarla dolu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yerliler bile, o gecenin anılarından etkilenerek, otel çevresinde hâlâ bir huzursuzluk hissediyor. Bu durum, topluluk içerisindeki güven duygusunu sarstı. Ailelerin çocukları için burada kalmaktan kaçındığı, arkadaş gruplarının bir araya gelmekten tedirgin olduğu bilinmektedir. Güvenlik önlemleri arttırılırken, otelin kapısından içeri girip o geceyi yaşamayanlar, yapılanları yeterli bulmayabiliyor.
Otelde, o karanlık gecede yaşananların ve kahramanca mücadelenin izlerini hatırlatan birçok anı var. Misafirlerin güvenliğinden sorumlu olan güvenlik yetkilileri, bu durumu adeta bir travma alanı olarak yeniden şekillendirmeye çalışıyorlar. Hotel yönetimi, geçmişten ders alarak, otel içinde yeni güvenlik teknolojilerini entegre etmeye karar verdi. Ancak, söz konusu güven duygusu olduğunda, bunun tekrar inşa edilmesi yıllar alacak gibiydi. Zamanla birleşmiş anılar, kalabalık mekanların içindeki korku ruhu olarak yaşamaya devam edecek.
FETÖ'cü suikast timinin saldırısının ardından, otelin yaşananları atlatabilmesi ve tekrar dolup taşması için herkesin desteğine ihtiyaç var. Toplum psikolojik iyilik hali için bir araya gelmeli, geçmiş travmaların üstesinden gelinmelidir. Sadece otelin değil, aynı zamanda aynı korkuyu geçen herkesin dayanışmaya ihtiyacı var. Unutulmamalıdır ki, geçmişi unutmak yerine, bu meseleleri yüzleşmek toplumu daha da güçlendirecektir. O geceyi ve sonrasını unutmamak, bir daha benzerlerinin yaşanmaması için elzemdir. Otel, yaşanmışlıkların bir sembolü olarak tarihe kazınmış; ancak kurtulmak için yeniden inşa edilebileceği umudu da varlığını devam ettiriyor.