Diyarbakır'da emniyet güçleri tarafından gerçekleştirilen geniş çaplı bir fuhuş operasyonu, şehrin karanlık yüzünü bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Operasyonda yakalanan şebeke üyeleri, polise “beybi” hitabıyla seslenirken, müşterilerine "koli" diyerek olağanüstü bir kodlama sistemi kullanıyorlardı. Bu alışılmadık davranışlar, yerel halkta merak uyandırırken, güvenlik güçleri tarafından konu hakkında yapılan açıklamalar da dikkatleri üzerine çekti.
Özellikle büyük şehirlerdeki fuhuş operasyonları, sosyal medyada ve basında sıklıkla yer buluyor. Ancak Diyarbakır'da ortaya çıkan bu olağanüstü durum, kentin yeraltı dünyasının nasıl işlediğine dair ciddi ipuçları sağlıyor. Yakalanan şebeke üyeleriyle yapılan ilk sorgulamalarda, polisle olan iletişimlerinde neden "beybi" kelimesini kullandıkları üzerine yoğunlaşan soru işaretleri ortaya çıktı. Güvenlik güçleri, bu ifadeyi kullananlardan bazılarının, kendi aralarında dostane bir bağ kurmak amacıyla bu terimi benimsediklerini savundular; ancak bu, fuhuş şebekesinin tehlikeli doğasını değiştirmiyor.
“Koli” teriminin ise, müşteri ile daha samimi ve gizli bir iletişim sağlamak üzere geliştirildiği düşünülüyor. Bir müşterinin, kendi adını veya gerçek kimliğini gizleyerek bu şekilde bir iletişim kurmasi, hem güvenlik hem de şebekenin iç dinamikleri açısından stratejik bir yaklaşım. Bu bağlamda, fuhuş sektörünün birçok yerinde olduğu gibi, Diyarbakır'daki çetenin de gizli bir sistemle çalışarak, hem erkek hem de kadın çalışanlarını koruma amaçlı düzenlemeleri dikkat çekiyor.
Yapılan operasyonda, şebekenin önemli isimlerinden bazıları tutuklandı. Ayrıca, gözaltına alınanlar arasında bu yasadışı faaliyetlere katılan bazı kadınların da olduğu bildirildi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü yaptığı açıklamada, “Fuhuş amacıyla insan ticareti yapan ve bu eylemleri gizlemek için değişik kodlamalar ve stratejiler geliştiren bu grubu adalet önüne çıkarmak için çalışmalarımız devam edecek,” dedi. Yakalanan şahısların belgeleri ve sistemleri üzerinden, hem barındırma alanları hem de müşteri edinme yöntemleri detaylı bir şekilde incelendi.
Yapılan incelemeler sonucunda, suç dosyası olan kişilerin bu şebekeye daha fazla katılım gösterdiği ortaya çıkarken, sosyal medya üzerinden yapılan ilanların, fuhuşun nasıl gizlendiğine dair üretken bir örnek oluşturduğu da uzmanlar tarafından vurgulandı. Operasyonlar devam ederken, halkın güvenliği ve barış ortamının sağlanması adına gereken tüm adımların atılacağı açıklanarak, halkın duyarlılığına da dikkat çekildi.
Bir diğer yandan, bu tür operasyonlar fuhuş alanında mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının ve insan hakları Aktivistlerinin de dikkatini çekti. Çeşitli insan hakları grupları, böyle bir organizasyonun ortaya çıkmasının sadece bir yerel meseleden ibaret olmadığını, aynı zamanda sosyal ve ekonomik yapıların da sorgulanması gerektiği kanaatindeler. Fuhuşun arka planındaki sosyal ve iktisadi faktörlerin ele alınması, bu tür operasyonların daha kalıcı çözümler üretmesini sağlayacak unsurlar arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Diyarbakır'daki fuhuş şebekesini ortaya çıkaran bu operasyon, yalnızca güvenlik güçlerinin değil, aynı zamanda toplumun da bu konuya dair daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiğini ortaya koyuyor. Dört bir yandan bu tür illegal faaliyetlerin engellenmesi adına yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesi, gelecekte benzer durumların yaşanmaması adına kritik önem taşıyor.