Hayat, her anında sürprizler ve zorluklar barındırırken, bazı kayıplar insanın yüreğini derinden yaralar. Gözlerindeki hüzünle etrafına bakan bir babanın, yaşadığı dram oldukça çarpıcı. Hasan Yıldız, 45 yaşında bir baba ve kaybettiği kızı için her gün açık yarasıyla yaşıyor. Ancak, bu acılı babanın en dikkat çekici ifadesi, "Doktora gitti, gelecek diyorum." Bu sıradışı cümle, hem bir umut ifadesi hem de bir sırrın kapılarını aralıyor.
Hasan Yıldız, 10 yaşında kaybettiği kızı Esra’nın ardından yaşadığı duygusal çalkantıları, bir aile babası olarak nasıl idare ettiği konusunda hayrete düşürücü. Kızının hastalığı sırasında doktorlarla girdikleri tartışmalar, tedavi süreci ve sonunda yaşanan kayıp, Yıldız ailesi için bir takım travmaları beraberinde getirmiş. Çocuklarının sağlığı hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar önemliyken, Esra’nın hastalığı aile bireyleri üzerinde bir yük teşkil etti ve hayata karşı olan umutlarını zedeledi. Ancak Hasan Bey’in sürekli söylediği bu cümle, sadece bir acının yansıması değil, aynı zamanda hafif bir umut ışığı taşıyor. "Kızıma her gün ‘Doktora gitti, gelecek’ dedim. Onun iyileşeceği umudunu taşımak istemek, insanı bir nebze olsun rahatlatıyordu."
Bu ifadeyi ne kadar derinlemesine incelerseniz inceleyin, arkasında bir belirsizlik ve kaybın getirdiği tüm sıkıntılar yatıyor. Hasan bey, kaybettiği kızı için hâlâ bir yerde onu bekliyormuş gibi davranıyor. Sosyal medyada paylaştığı içerikler, o anların dokusunu tekrar tekrar yaşadığını gösteriyor. “Belki bir gün geri döner,” düşüncesi, birçok acılı baba ve anne için bir tür dayanışma hissi oluşturuyor. Yıldız, bir babanın evladına duyduğu derin sevginin ve umudun tarif edilemez olduğunu vurgularken, tüm topluma önemli bir mesaj da iletiyor: Kaybetmek, asla bir son değildir.
Acı kayıpların ardından yaşanan duygusal süreç, aslında herkesin hayatının bir parçasıdır. Ancak Hasan Yıldız’ın bu duruşu, elbette herkesin kabullenmesi gereken bir şey değil. Sürekli olarak hayal kurmanın ve içinde bulunduğu durumu kabullenmenin zor olduğu bir süreçte, birçok kişi benzer sıkıntılarla karşılaşır. İşte bu nedenle, Hasan Bey’in acılı ifadesi ve kızından hala umut perspektifi taşıyor olması, birçok insanın gözünde birer umut simgesi haline geldi.
Toplumsal olarak kayıplar üzerine düşündüğümüzde, insanların farklı başa çıkma mekanizmalarının olduğuna tanık oluruz. Bazıları acılarını paylaşarak hafifletirken, bazıları içlerine kapanır. Hasan Bey, duygusal acısını ve yaşadığı psikolojik çalkantıları, konuşarak ve topluma aktararak süreçten geçiyor. Sosyal medya üzerinden paylaştığı anılar, onun derdini ve kaybını anlama yolunda insanlara büyük bir katkı sunuyor.
Sonuç olarak, Hasan Yıldız’ın ifadesi, sadece bir kaybın dolaylı yoldan anlatımı değil, aynı zamanda tüm kayıplar için bir umut ışığıdır. Acılı bir babanın hayali, gelecekteki bir gün kızını tekrar görebilmek. Bu koşullarda, kayıpların ardında uzanan umut, bazen en karanlık anlarda bile bir ışık kaynağı olmaktadır. Hasan Bey’in hikayesi, onun güçlü bir baba olduğunun yanı sıra, birçok insan için de ilham verici bir örnek teşkil etmektedir. “Doktora gitti, gelecek diyorum” cümlesi, artık sadece bir cümle değil, kaybedilenlerin hatırasını yaşatma çabasının bir simgesi haline gelmiştir.